Ölü gömülmezse ne olur?
Cesedinin yakılmasını vasiyet edenler var, müzelere bağışlayanlar var, denizde kaybolup gidenler var.
Cevap: İnsan için önemli olan ruhtur. Ceset ruha bağlıdır ve ona hizmetkârdır. İnsan öldükten sonra cesedin kıymeti kalmamaktadır.
Haşirde Cenab-ı Hak bütün insanları zerrelerden tekrar inşa edip yaratacaktır. Ruhun cesede girmesiyle de aynı insan olarak halk edilmiş olacaktır. Ekseriyetle daha önce kendi vücudunda olan zerrelerden halk edecektir. Ancak aynı zerreler olması şart değil. Bu dünyada da vücuttaki zerreler sürekli değişiyor ancak insan aynı insan aynı kişi.
İnsanın cesedinin mevcut olması veya kabrinin belli olması saygı ve hürmet içindir. Zaten belirli bir zaman sonra toprak olacaktır ancak toprak oluncaya kadar hatırasına saygı göstermek için kabre konulur. Ayrıca insan hayatında zerreler, madeni halden bitki, hayvan ve insan mertebelerine çıkar. İnsan o cesed ve uzuvlar ile ibadet eder ve zerreler mübarek bir makam kazanır. Bu sebeplerle saygı ve hürmete layıktır.
İnsanın vasiyet ederek cesedini yaktırması doğru değildir ve sorumluluk gerektirir. Ancak kendi isteği dışında ölümünden sonra cesedi kaybolmuş, yanmış veya parçalanmış ise ayrıca mükâfatı vardır.
Yanarak veya denizde kaybolma gibi ölümü anında maruz kaldığı musibetlerde ise mükâfatı çok daha büyüktür. Hadis-i Şeriflerde de ifade edildiği gibi manevi şehit hükmündedir.
Okunacak Fatiha ruhlara iman ehliyse her halükarda ulaşır. Kabrinin olması, olmaması veya belirsiz olması fark etmez. Kabrinin olması belki daha çok hatırlamaya sebep olabilir. Ayrıca diğer insanlar da kabirleri görerek dünyanın fani ve ölümlü olduğunu düşünerek ibret alırlar.
Yüz yirmi dört bin peygamber gelmiştir. Sadece Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) kabri bilinmektedir.