Yaraları sarma zamanı

Deprem felaketi sebebiyle milletimize geçmiş olsun diyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Böyle şiddetli musibetlerde vefat eden ehl-i iman manevi şehit, malları da sadaka hükmüne geçecektir inşallah. Cenab-ı Hak musibetzedelere yardımı kolaylaştırsın. Bizleri bu musibetlerden ve ikazlardan ders alanlardan eylesin. 

Zerrelerden yıldızlara kadar bütün kâinatın mutlak hâkimi ve bir yaprağı dahi izni dışında hareket ettirmeyen Alemlerin Rabbinin elbette 13-14 milyonluk bir bölgedeki bu hadisede binler hikmeti vardır. 

Şüphesiz kaderin hissesi büyük. Bu sebepledir ki masum halkın mal ve canları zayi olmaz. Rahmet-i ilahi onların can ve mallarını en yüksek mertebede mükâfatlandıracaktır. Bu kadar büyük bir felaketin acısını kaderden ve Cenab-ı Hakkın rahmetine olan ümitten başka ne hafifletebilir ki? Kaderin yöneticilere bakan yönü ise daha farklıdır. 

Bu deprem yüz yılın en büyük depremlerinden birisi. Bilindiği gibi Türkiye’deki depremler dünyanın öbür taraflarındaki depremlerden farklı olarak derinliğinin çok az ve yerleşim merkezlerine çok yakın olmasıdır. Derin okyanusun altındaki yer kabuğu faaliyetlerine benzemiyor. Bu sebeple tahribatı ve yıkıcılığı çok fazla. Kısa aralıkla iki deprem olması da felaketin boyutlarını inanılmaz seviyeye çıkardı.  

Madem böyle bir coğrafyadayız. Dünyada maddi manevi en çok bizim tedbir almamız gerekirken maalesef tedbir ve organizasyon hususunda en gerilerdeyiz. 

Marmara depremi gibi acı tecrübelere rağmen yurt dışındaki gibi yarım saatte harekete geçecek yardım ve kurtarma ekiplerimiz yok. Ekipleri zamanında intikal ettirecek sistem yok. Senaryolarımız yok. 

Maddi sebeplere bakıldığına önemli hataların cezasını çekiyoruz. Son on-en beş yıldır sanayiye ucuz işçi temini için uygulanan aşırı ve hızlı şehirleşme en önemli hatalardan. Düşük maliyet ile Çin gibi dünyanın ucuz işçi deposu olacaktık. Tarıma destek kesilip şehirlere göç sağlandı. Kontrolsüz ve yoğun inşaatlar facianın ayak sesleriydi. 

Son dönemlerde birçok değerimiz erozyona uğradı. İnsan hakları, hak-hukuk, adalet gibi manevi değerleri önemsemeyenlerden inşaat ve yapılaşmada ölçü, standart ve dürüstlük gibi değerleri de beklemek zordur. Bu standartları sağlayacak olan devlettir. Zaten bunun için vardır. Kader diyoruz ya, belki de kaderimiz bu! 

Dikkat çekici bir tevafuktur ki yukarda saydığımız hem maddi hem de manevi değerlerden iki kanadın da iyi olduğu ülkelerde ya tabii afetler az ya da zararı az. İkisinin de istenilen seviyede olmadığı ülkelerde ise afetler fazla ve zararı büyük. Cenab-ı Hak maddi, manevi, iktisadi ve sosyal her şeyi birbirine bağlamış.   

Şüphesiz maddi ve manevi sebepler hususunda konuşulacak çok şeyler var. Ancak zaman yaraları sarma zamanıdır. Hatalar cinsinden tövbe etmek gelecekteki daha büyük musibetlerin önünü kesecektir inşaallah. En büyük imtihanımız kardeşlerimize destek olmak ve acılarını hafifletmektir.  

Cenab-ı Hakkın rahmetinden bizlere sabır, sebat ve gayret vermesini niyaz ediyoruz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir